TÜRKİYE’DE GIDA TARIM VE HAYVANCILIK REFORMU VE BÜYÜKŞEHİR BELEDİYELERİ

Mahalli İdareler Dergisi

TÜRKİYE’DE GIDA TARIM VE HAYVANCILIK REFORMU VE BÜYÜKŞEHİR BELEDİYELE

TÜRKİYE’DE GIDA TARIM VE HAYVANCILIK REFORMU VE BÜYÜKŞEHİR BELEDİYELERİ

TÜRKİYE’DE GIDA TARIM VE HAYVANCILIK REFORMU VE  BÜYÜKŞEHİR BELEDİYELERİ

Avukat Necmi ÖZEN

Kocaeli Büyükşehir Belediyesi 1. Hukuk Müşaviri

ÖZET: Türkiye için gıda tarım ve hayvancılık alanında yeni bir sistem getirilmesi gereklidir. Mahalli idarelerle ilgili son yıllarda reformlar yapılmıştır. Bu anlamda, özellikle Büyükşehir Belediyeleri çok güçlenmiştir. Bunun bir gereği olarak gıda, tarım ve hayvancılık alanında tüzel kişiliği haiz bir genel müdürlük kurulabilir. Büyükşehir Belediyesine bağlı bu genel müdürlük, İSKİ, ASKİ, İSU, EGO veya İETT gibi bir teşkilatlanmaya  ihtiyaç  duyar. Bu model, gıda tarım ve hayvancılık alanında, başarı ile uygulanabilir. Bir ilimiz büyüklüğünde olan Hollanda’nın yıllık tarım ve hayvan ürünleri ihracatı 94 milyar Euro’dur. Bu rakam mevcut tarım ve hayvancılık sistemi dâhilinde hayal dahi edilemez. Büyükşehir Belediyelerinin mevzuat değişikliği ile yetkilendirilmesi halinde, Konya, Antalya, Adana ve İzmir gibi birçok ilimiz birer Hollanda olacaktır. Mevzuat değişikliği ile getirilecek yeni modelde Ankara AB’nde, Brüksel’in rolünü üslenecek, Büyükşehir Belediyeleri ise Avrupa Birliği üye ülkelerinin rolünü oynayacaktır. Ankara’da Bakanlık, ilgili ve bağlı kuruluşları ile birlikte dağınık ve hantal bir yapı oluşturmaktadır.  Bu kurum ve kuruluşların yetki ve görevlerini Büyükşehir Belediye sınırları dâhilinde yerel halkla bütünleşmiş mahalli dinamiklerden güç alarak kullanacak olan mahalli idare kuruluşu olan Büyükşehir Belediyelerine devredilmesi faydalı olacaktır.  Köy Hizmetleri Genel Müdürlüğünün kaldırılması ile bu kuruma ait kısıtlı yetkiyi kullanan Büyükşehir Belediyeleri bu alanda başarılı olacaklarını göstermiştir. Bugün itibariyle Kocaeli Büyükşehir Belediyesi, Bakanlığa bağlı il müdürlüklerinden kat kat daha fazla yatırım yapmaktadır. Bu sebeple Büyükşehir Belediyeleri sınırları dâhilinde, onun bağlı kuruluşu olarak o ilin adını taşıyan Gıda Tarım ve Hayvancılık Genel Müdürlüklerinin kurulması ile Türkiye’de yeni bir dönem başlayacaktır. Biz Türkiye’ye yeni modeli teklif ediyoruz.

1.GİRİŞ

1990’lı yıllarda, Köy Hizmetleri İstanbul Bölge Müdürlüğü üst yöneticilerden birisinin anlattıkları unutulacak gibi değildi. Yönetici, Japonya’dan, İstanbul’a tarım konusunda inceleme yapmak üzere gelen heyet, İstanbul Bölge Müdürlüklerine bağlı olan Trakya’daki göletleri sulama tesislerini ve uçsuz bucaksız tarım arazilerini gördüklerinde, hayranlıklarını gizlemeyerek “bu tarım arazilerini ziraat yapmak amacıyla  bir süreliğine bize verin Türkiye’nin bütün borçlarını biz öderiz” dediklerini ifade etmiştir.

Hollanda’nın Konya büyüklüğündeki sınırları dâhilinde, Türkiye’den kat kat daha fazla tarım ve hayvansal ürünler ihraç etmektedir. Hollanda dendiğinde lale ve çiçekçilik aklımıza gelmektedir. Lale Devri’nde hediye olarak yollanan bir kasa lale soğanının buna sebep olabileceği bilinemezdi.[1] Hollanda ve Türkiye’nin tarım arazileri,[2] ihracat miktarı,  tablodaki gibidir.

 

EKİLEN TARIM ARAZİSİ

BOŞ TARIM ARAZİSİ

2016 YILI İHRACAT

TÜRKİYE

38,226 milyon hektar

4,1 milyon hektar

20 milyar 229 milyon dolar

HOLLANDA

908 bin hektar

0

94 milyar Euro

Ekilmeyen arazi miktarı Hollanda’nın toplam tarım arazisinin 4 katından fazladır. Bu kadar küçük bir arazide 2016 yılında toplam tarımsal ürün ihracatı 94 milyar Euro’yu buluyor[3]. Aynı yıl Türkiye’nin tarım ürünleri ihracatı ise, 20 milyar 229 milyon dolar olmuştur.

1980- 2017 yılları

ÜRETİCİ SAYISI

SIĞIR SAYISI

HOLLANDA

50 binden, 3 milyon kişiye çıktı

1,9 milyondan 14,5 milyona çıktı

TÜRKİYE

                -

15 milyon 385 binden, 15 milyon 944 bine çıktı.

1980 ve 2017 yılları, üretici ve sığır sayısı artış oranı tablodaki gibidir.[4] Ziraat Mühendisleri Odası tarafından verilen bilgiye göre ; “1980 yılından bu yana Türkiye’de nüfusun % 70’in üzerinde (yaklaşık 44 milyondan 77 milyona) artmasına karşılık toplam hayvan varlığının % 32 düzeyinde gerilediği yaklaşık olarak 85 milyondan 57 milyon başa düştüğü”[5] görülmektedir.

Türkiye’de yapılan reform, belediyeleri güçlendirilmiştir. Yeni Belediye mevzuatı ile Selçuklu’lardan başlayarak Osmanlı İmparatorluğu’ndan Tanzimat Dönemine kadar yönetim anlayışında hakim olan “Yerindelik İlkesi” tekrar mahalli yönetim alanında  egemen  olmuştur.[6] Bu düzenleme, Tanzimat Döneminde başlatılan yetkileri merkeze alma anlayışının zıddı olan bir anlayıştır. Mahalli idareler mevzuatına giren yerindelik ilkesi ile Avrupa Birliği Yerel Yönetimler Özerklik Şartına uygun bir anlayış benimsenmiştir. Avrupa Birliği yönetim yapısında 1992’de imzalanan Maastricht Anlaşması ile gündeme gelen Yerindelik İlkesi “yetki paylaşımı, hizmette halka yakınlık, hizmette yerindelik” gibi kavramlarla ifade edilmektedir. Bu ilke ile amaç kamu hizmetlerinin sunumunda halka en yakın seviyeye inmektir. Buna göre, kamu hizmetleri halka en yakın yönetim birimleri olan yerel yönetimler tarafından yapılacaktır.

Yerel yönetimin yetki alanı açısından ünlü tarihçi ve düşünür İbn-i Haldun da, İslam dünyasının yükselişi ve düşüşlerinin çözümlenmesinde kenti, temel hareket noktası almıştır.[7]

Türkiye’de, mahalli idare formunun ilk adımı, İstanbul ve Kocaeli illerinde atılmıştır. Kocaeli ilinin mahalli idareler alanındaki bütün tecrübeleri Türkiye genelinde paylaşılırken, bir taraftan da bu tecrübenin ülke genelinde uygulanması amacıyla Büyükşehir Belediyesi sayısı artırılmıştır.

 Kocaeli Büyükşehir Belediyesi’nin bütün Büyükşehir Belediyeleri için hatta bütün Türkiye için umut ışığı olabilecek bir tecrübesi daha bulunmaktadır. Bu tecrübe, gıda, tarım ve hayvancılık alanındaki tecrübesidir.

2017 yılı Yatırımı, Kurumlar

PERSONEL SAYISI

YATIRIM

Tarım ve Orman Bakanlığı Kocaeli İl Müdürlüğü

505

394.500,00TL

Kocaeli Büyükşehir Belediye Başkanlığı

16

7.306.000,00TL

Kocaeli ilinde Tarım Orman Bakanlığı Kocaeli  İl Müdürlüğü bünyesinde ilçeler dâhil toplam 505 personel istihdam edilmektedir.[8]  Kocaeli İl Gıda Tarım ve Hayvancılık Müdürlüğü’nün 2017 Yılı Genel Bütçe yatırımları toplamı 394.500TL’dir.[9] Kocaeli Büyükşehir Belediyesi ise 2017 yılında toplam 7.306.000,00TL yatırım yapmıştır. Bu yatırım Kocaeli İl Gıda Tarım ve Hayvancılık Müdürlüğü’nün aynı yıl yaptığı yatırımın 18,5 katıdır. İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı’nın 14.02.2018 tarihinde bir gazeteye yaptığı açıklamaya göre; tarıma verilen desteğin Kocaeli Büyükşehir Belediyesi ile paralellik arz ettiği görülmektedir. Tarım ve hayvancılığa verdikleri destek sebebiyle İzmir’deki yıllık büyüme oranının Türkiye ortalamasının iki katı olduğu şeklindedir.

Tarım ve hayvancılık, günümüzde merkezi idarenin sadece Ankara’dan plan yapmak suretiyle geliştirebileceği bir hizmet alanı olmaktan çıkmıştır. Tarım ve hayvancılığın paydaşları çok fazla olmakla birlikte tamamına yakını mahallidir. Bu paydaşları bir araya getirecek uyum içerisinde hedefe yönlendirecek lokomotif bir güce ihtiyaç bulunmaktadır.

2. Göçün, Tarım ve Hayvancılığa Etkisi, İç Göçü Düzenleyen Yönlendiren Bir Kurumun Olmaması;

            Göç hareketleri ve kentleşme olgusu en çok gıda tarım ve hayvancılık faaliyetlerini etkilemiştir.

Türkiye’de,  illerde valiliklere bağlı olarak görev yapan göç idareleri yurt dışı göç ile ilgilenmektedir. Buna karşılık, yurt içi göç hareketini takip eden, yönlendiren, kontrol eden bir kurum ya da kuruluş bulunmamaktadır.

Anadolu’da ilçe ve şehir merkezlerinin yatırımlarla güçlendirilmesi, büyük kentlere göçü durduracaktır.

Avrupa ülkelerinde, göç nedeniyle tarımla uğraşan nüfus azalmasına rağmen tarım arazileri aynı kalmıştır. Ülkemizde ise hem çiftçi sayısı azalmakta, hem de tarım yapılan araziler azalmaktadır.

Tarım sektörü, Türkiye ekonomisinde istihdam açısından büyük bir paya sahiptir. TUİK’in 2016 yılı iş gücü göstergelerine göre tarım sektöründe istihdam edilen nüfus  % 20,6 oranındadır.Bu oran ABD’de % 3 tür.

Türkiye’de tarım arazilerinin % 67’si üzerinde kamu mülkiyeti, yani devlet, belediye ve özel idarelerin mülkiyeti ya da devletin hüküm ve tasarrufu (egemenliği) vardır. Özel mülkiyete konu olan tarım topraklarının miktarı ise sadece % 33’ tür.[10]

 Türkiye’de göçün en önemli sebeplerinden birisi de tarım arazilerinin miras yoluyla küçülmesi, küçülen arazilerin tarım için elverişli olmamasıdır.

Ülkemizde0-50 dönüm arasındaki toprakları işleyen işletmelerin sayısı, 1970 sayımına göre, %75,1’ini teşkil ettiği halde, bunlar sahip olunan toplam tarım topraklarının 1970 sayımına göre %29,1’ini kapsamaktadır. Oysa 501 dönümden büyük toprağa sahip olan işletmeler, toplam işletmelerin binde 5’ini teşkil ettikleri halde toplam arazinin %11’ine sahiptirler.[11] 5000 dönümden büyük işletmeleri, büyük işletme olarak nitelendirmişti.[12] Orta Avrupa’da ise 500 dönüme kadar işletmeler küçük işletme 5000 dönümden daha büyük işletmeler büyük işletmedir.

Bizde olduğu gibi Avrupa’da da yeni gelişmeler tarımsal organizasyonlarda değişikliklere vesile oldu. Geleneksel toprak mülkiyeti şekilleri değişti. Avrupa’nın bazı ülkeleri de küçük üreticiliği ve köylülüğü sosyal istikrar unsuru ve askeri güç olarak telakki ettiklerinden muhafaza ettiler.[13]  Göçün demokratikleşmeye etkisi ile köylülüğün sosyal istikrar unsuru olmasını gıda tarım ve hayvancılık arasındaki irtibatını da göz ardı etmemeliyiz.

3.Osmanlı İmparatorluğundan Günümüze, Gıda Tarım ve Hayvancılık Yönetimi

Türkiye’nin ana ekonomik karakterini ve sosyal yapısını Osmanlı Dönemi belirlemiştir. Başka bir deyişle, küçük köylü-aile işletmelerine dayanan sosyo-ekonomik yapıyı, Osmanlı, miri toprak rejimi ve çift-hane sistemine borçludur.[14] Osmanlıdaki bu sistem Türkiye’de günümüzdeki küçük aile işletmelerine dayanan sosyal yapının da tarihi temelidir.

Osmanlı İmparatorluğu’nda üretim ve pazarlama sistemi sınırlı ve kontrol altındaydı. Bu da o dönemin esnaf örgütü olan ahilik teşkilatları vasıtasıyla sağlanıyordu[15]. Ahilik sistemi ve Loncalar tarımsal örgütlenmede çok önemliydiler. Hollanda ve birçok Avrupa ülkesi ahilik sisteminden etkilenerek ülkelerinde kooperatifçiliği geliştirmişlerdir. Osmanlı’da gıda, tarım ve hayvancılık, şehirler ve yerleşim alanları ile bütünleşmiştir.

Cumhuriyetin kuruluşundan günümüze kadar, Tanzimat Döneminden devralınan tarım ve hayvancılık alanındaki merkeziyetçi anlayış modernize edilerek devam ettirilmiştir. Köy Hizmetleri Genel Müdürlüğü’nün 2005 yılında 5286 Sayılı Kanun’la kaldırılması, köylerin mahalle olması ile birlikte gıda, tarım ve hayvancılık belediyelerin ve şehirlerin ayrılmaz parçası olmuştur.

Ünlü mimarlardan Profesör Turgut Cansever’e göre şehrin, çevrelerinde şehrin beslenmesini sağlayan kıymetli tarım alanları, hayvancılık alanları tesis edilmesi,Osmanlı şehirlerinin ayrılmaz parçalarını oluştururlar.[16]

4-Avrupa ve Türkiye’de Tarımsal Örgütlenme

Bugün, gelişmiş ülkelerin ulaştıkları sosyal ve ekonomik refahın temelinde tarım alanındaki gelişme yatmaktadır. Tarım zenginlik üreten bir sektör olarak ülkelerin sanayileşmesinde büyük rol oynamıştır. [17]

Avrupa Birliği’nde, kuruluş amaçları arasında yer alan, üye ülkeler arasında ortak tarım politikalarını belirlemek amacıyla 1950’li yıllardan itibaren pek çok düzenleme kabul edilmiştir. Bunlar arasında, tarım ürünlerine devlet yardımı, fiyatlara ve diğer piyasa şartlarına haricen destek sağlanması, yabancı tarım ürünlerinin Birlik ülkelerine girişinin engellenmesi için ek vergiler konulması gibi pek çok tedbirler bulunmaktadır. [18]

Avrupa’da güçlü örgütlenmeler sayesinde tarım ve hayvancılık  başarılı olmuştur. Bu örgütlenme, dört ana temel üzerine oturmaktadır.

  1. Üretici lehine siyasal lobi yapan, mesleki örgütler.
  2. Üreticinin ekonomik çıkarlarını ve haklarını koruyan kooperatifler.
  3. Ürün bazında, üretim planlaması çalışmaları yapan üretici birlikleri,
  4.  Bir konu ile ilgili bütün tarafların (üretici-aracı-işleyici-iç ve dış pazarlayıcılar vd.) bir araya gelmesi ile oluşan branş birlikleri şeklindedir. [19]

Avrupa Birliğinde tarımsal kesime yönelik politikaların oluşturulmasında bu örgütler çok etkilidir. Tarıma dayalı sanayinin yaklaşık %50’si de bu örgütler aracılığıyla gerçekleştirilmektedir. Avrupa Birliği ülkelerinde her ülke kendi dinamiklerine ve şartlarına uygun çiftçi örgütlenmeleri gerçekleştirmiştir.[20]AB genelinde tarımsal örgütlenme oldukça iyi işleyen bir mekanizmaya sahiptir.

Hollanda gibi birçok Avrupa ülkesinde çiftçilerin örgütlenmesinde ve başarılı olmalarında en önemli faktör kooperatifçiliktir. Avrupa’da modern kooperatifçiliğin kurucusu bilinen İngiliz Michael Sandown, 19. yüzyılın başında Kayseri, Sivas, Niğde, Nevşehir ve Kırşehir’de incelemeler yapıp esnaf dayanışma teşkilatı “Ahilik” ten etkilenerek kooperatif kurmuştur.[21] Avrupa’da tarım alanında örgütlenmenin temelinde Osmanlı’nın ahilik sistemi yatmaktadır.

Hollanda’da çiçek üreticilerinin %80’i kooperatifler altında örgütlenmiş durumdadır. Hollanda Katolik Bahçıvanlar ve Çiftçi Birliği ile Hollanda Hıristiyan Bahçıvanlar ve Çiftçi Birliği iki önemli tarım örgütüdür. [22]

Wageningen Üniversitesi öğretim üyesi JosBijman’ a göre Hollanda gerçeğinin altında güçlü tarım hayvancılık kooperatifleri ve bu kooperatiflerin kurduğu şirketler yatmaktadır. Hollanda’nın, tarım kooperatifleri açısından dikkat çekici bir özelliği vardır. Hollanda’daki tarım sektöründeki toplam 73 kooperatifin cirolarının toplamı neredeyse İtalya’daki 5834 kooperatifin cirosu kadardır. Bu güçlü yapı içerisinde kooperatiflerin pazar payı yaklaşık %70’tir. Süt ve süt ürünleri, şeker, patates, hayvan yemi, meyve, sebze ve çiçek başta olmak üzere temel tarım sektöründe kooperatifler hâkim roldedir. Ayrıca kooperatiflerin çok güçlü şirketleri vardır.[23] Türkiye’de çeşitli tarım alanlarında faaliyet göstermek üzere 11.295 adet tarımsal kooperatif mevcut olup, 5.052.501 ortağı bulunmaktadır.[24]

 

Kooperatif Sayısı

Üye Sayısı

Nüfus

Hollanda

73

121.552

17.132.908

Türkiye

11.295

5.052.501

82.446.605

Almaya

2.400

1.440.600

82.367.256

Fransa

2.400

858.000

65.480.710

Ülkemizde kooperatifler, zirai işletmeler, ziraat odaları, birlikler, vakıflar, dernekler gibi tarım alanında faaliyette bulunan pek çok örgüt bulunmasına rağmen bu örgütler üreticilerin yenilikleri izleyebilecekleri dayanışma içinde olabilecekleri ve haklarını koruyabilecekleri güçlü bir yapıya sahip değildir.[25] Tablodan da görüldüğü gibi çok sayıda kooperatif kurulmuştur. Bu kooperatiflerin Hollanda’da kurulan 73 kooperatif kadar etkinliği yoktur.

Yeterli örgütlenme olmaması, aracıların daha güçlü ve örgütlü olması nedeniyle üreticiler çok az kazanmaktadır. Bu sebeple de Avrupa Birliğindeki gibi güçlü tarımsal örgütlenmelere ihtiyaç vardır. Bu örgütlenmelerde en önemli katkıyı belediyeler yapacaktır.   Türkiye’de tarımsal örgütlenme (kooperatifler vs.) sayıca yeterli olmakla birlikte örgütlenmede nitelik problemi vardır. Kooperatifler mali yönden çok zayıftır. Kooperatiflerin çoğu tabela kooperatifidir. Çok sayıda 1163 sayılı Kooperatifler Kanunundan kaynaklanan problem vardır.  Tarım ve Orman Bakanlığınca yapılan bir çalışmaya göre kooperatiflere ilişkin yılda 3000 adet hukuk davası Yargıtay’a intikal etmektedir.

AB Komisyonu’nun 6 Ekim 2004 tarihli İlerleme Raporunda;“Türkiye’de tarım sektöründe çalışan nüfusun fazla olduğu, İşletmelerin küçük ölçekli olduğu ve bunların bir kısmının pazarla entegre olmadığı, üreticilerin örgütlenmesinin yetersiz kaldığı [26]” ifade edilmiştir.

Küçük tarım işletmelerinin hâkim olduğu dağınık bir tarımsal yapıya sahip olan ülkemizde tarımın istihdamdaki payı çok yüksek buna karşılık milli gelirdeki payı oldukça düşüktür.[27]

Çok yakın mesafelerde aynı amacı taşıyan hiçbiri etkin olmayan çok sayıda kooperatifin kurulduğu ve zaman içinde herhangi bir sebeple fesih edildiği sıkça rastlanan bir durumdur. Dolayısıyla kooperatif kuruluşlarında,  profesyonel yöneticilik, güçlü ve bilinçli ortaklık anlayışı teşvik edilmelidir.[28]

Üreticiler ürünlerini düşük fiyatla pazarlamak zorunda kalmaktadır. Ayrıca, uzayan üretici-tüketici zincirinde tüketici fiyatları çok yükselmesine rağmen, bu zincirdeki dağıtım payı büyük ölçüde aracılara kalmakta ve üreticinin eline ancak maliyetlerine karşılamaya yetecek çok düşük miktarlar geçmektedir. Tüm bu nedenler, güçlü bir örgütlenmeyi gerekli kılmaktadır.  [29]

Tarım sektöründe kamu özel ortaklığı modelinin önünü açan düzenleme yapılmıştır.[30] 2006 yılından bugüne kadar gerçekleştirilen proje sayısı ve proje bedeli son derece yetersizdir. Belediyelerin mahallinde bu tür ortak projeleri gerçekleştirmeleri çok daha kolay olacaktır. Kocaeli Büyükşehir Belediyesi sanayiciler ve özel sektörle benzer projeleri başarıyla gerçekleştirmiştir.

 Türkiye’de mevzuatta dağınıklık, çok sayıda kurumun yetkili ve görevli olması tarım ve çiftçi örgütlerinin mali yönden çok zayıf olmaları sebebiyle güçlü organizasyonlar, güçlü tarım ve hayvancılık işletmeleri kurulamamaktadır. Kamu ve özel sektör işbirliği ve bu konuda oluşacak güçlü irade güçlü tarımsal işletmelerin ortaya çıkmasına neden olmaktadır. Sayısı çok az  olsa da  Yozgat ve Konya’da olduğu gibi  başarılı organizasyonlar ortaya çıkmıştır.

Yozgat’ın Kabalı Köyünde ilk kez Kamu-Özel Sektör-Üretici işbirliği ile yaşama geçirilen “Deveci Havzası Meyvecilik Entegrasyon Projesi” 5640 dekar alanda kuruldu. Bu proje Kamu-Özel Sektör- Vatandaş işbirliği ile gerçekleşmiştir. 2013 yılı üretim sezonunda 5 aylık periyotlarla 500 kişi istihdam ediliyor. Bu proje nedeniyle daha önce köyden göç eden bazı aileler köylerine döndü. Köy halkının tamamına yakını sosyal güvenceye kavuşmuştur. Bu proje örnek bir projedir. Tersine göçü başlatmış bölgede başka yatırımlarında yapılmasına vesile olmuştur. Bu tür projeler belediyelerle özel sektörün hatta kooperatiflerin birlikte çok rahat gerçekleştirebilecekleri projelerdir.

Köylerde çiftçiler tarafından gerçekleştirilen tasarruflar yatırıma dönüştürülememektedir. Yozgat’da olduğu gibi Kamu-Özel Sektör-Vatandaş işbirliği başarılı netice vermiştir. Bu tür projelerin sayısı çok azdır.

Avrupa Birliği ve Türkiye’de tarım ve hayvancılık alanındaki örgütlenmeyi kısaca değerlendirdikten sonra ulaştığımız sonuç şudur; Bir tarafta Brüksel merkezli Avrupa Birliği politikaları, teşkilat ve organizasyonları, diğer tarafta üye ülkelerin kendine özgü gıda tarım ve hayvancılık politikaları teşkilat ve organizasyonları vardır. Bu model Türkiye için de başarılı bir model olabilir. Brüksel’in görevini Ankara, üye ülkelerin tarım ve hayvancılık alanındaki rolünü ise büyükşehir belediyeleri üstlenecektir.  

5. Gıda Tarım ve Hayvancılık Eğitimi

Tarım ve hayvancılık eğitimi, doğumla birlikte  aileden başlar. Ziraat meslek okulları ve meslek kursları çok önemlidir. Eğitimde, gıda, tarım, hayvancılık, balıkçılık ve arıcılık gibi bölge özellikleri gözetilmelidir.

Türkiye’de çiftçi aileleri ve tarım hayvancılıkla uğraşan meslek kuruluşları ile eğitim kurumları arasında yeterli işbirliği bulunmamaktadır. Çiftçi aile çocukları ziraat fakültelerinde okumamaktadır. Günümüzde zorunlu hale gelen on iki yıllık ilk ve ortaeğitimi alan öğrenciler çiftçilikten uzaklaşmaktadır.

     Mahalli idareler, çiftçi çocukları ile eğitim kurumlarını bir araya getirecek en etkili idarelerdir.  Tarım ve hayvancılığın gelişme potansiyeli olan bölgelerde Ziraat Meslek liseleri kurulmalıdır. Çiftçi birlikleri, kooperatifler, Mahalli idareler, Tarım ve Orman Bakanlığı’nın belirlediği çerçeve dâhilinde eğitime destek vermelidir. Bu okullardan eğitim alanlar belediye ve diğer kurumlarda  istihdam edilmelidir.

     Avrupa’da, Çiftçi Birlikleri aynı zamanda, Tarım Bakanlığı’nın gözetiminde yürütülen tarım eğitimine katkıda bulunur. Örneğin Almanya’da, 9 yıllık ilköğretimden sonra bir yıl tarım meslek eğitimi gören gençler, 2 yıl da pratik tarım eğitimi yaparlar. Bu iki yıl içinde haftada bir gün tarım okuluna gidilmektedir. Stajın ancak 6 aya kadar olan belirli bir kısmı stajyer öğrencinin aile çiftçiliğinde yapılabilir. Fransa’da çiftçi adayı 2 ay kadar bir süreyi de yurt dışında bir tarım işletmesinde geçirerek, Avrupa tarımını da tanımaktadır. Eğitim çiftçilerin AB yardımlarından yararlanabilmeleri açısından gereklidir.[31]

Türkiye’de Bakanlık ve Belediyeler birlikte gıda tarım ve hayvancılık alanında eğitim vermelidir. Kocaeli Büyükşehir Belediyesi, yıllık ortalama elli bin  kişiye meslek eğitimi vermektedir. Büyükşehir belediyesinin mesleki eğitim kuruluşu adeta halk üniversitesine dönüşmüştür. Verilen bu eğitimlerin içinde gıda tarım ve hayvancılık eğitimleri de yer almaktadır.

6.Tarım ve Orman Bakanlığı ile kurulacak olan gıda tarım ve hayvancılık genel müdürlükleri arasında yetki görev ilişkisi  ve İSKİ  Modeli

İçişleri Bakanlığı Mahalli idareler Genel Müdürlüğü üst yönetiminde uzun süre çalıştıktan sonra Sayıştay’da görev alan, denetimci, araştırmacı yazar kişiliği ve devlet adamlığı ile örnek şahsiyet olan bir Sayıştay üst yöneticisi, “Türkiye’de uzun yıllardan beri iktidara gelen siyasal partiler hep yerel yönetimlerde reformdan ve yetki devirlerinden bahsetmişlerdir. İlk yıllarda heyecanla yetki devirleri yaparlar. Bu yetki devirleri nedeniyle mahalli idarelerde ve Türkiye’de çok hızlı gelişme kalkınma başlar. Ama maalesef bir süre geçtikten sonra güçlenen aynı bakanlar verdikleri yetkilerden daha fazlasını geri almaya çalışırlar.” demişti. Son yıllarda büyük çaplı yetki devirleri yapılmış bunun neticesinde çok hızlı kalkınma ve gelişme olmuştur.

Uzun yıllar belediye başkanlığı ve Türkiye Büyük Millet Meclisinde bayındırlık, imar, ulaştırma ve turizm komisyon başkanlığı yapan Erol Kaya asıl  sorunun yasal düzenlemelere rağmen Bakanların yetkileri devretmemeleri, hatta bazılarının işi  büyük Türkiye Belediyesi kurmaya döndürecek  kadar yetkileri tekrar merkeze taşımanın çabası  içinde olduklarını ifade etmiştir.[32]

 Bakanlar, bakanlık hizmetlerini mevzuata, hükümetin genel siyasetine, milli güvenlik siyasetine, kalkınma planlarına ve yıllık programlara uygun olarak yürütmekle ve bakanlığın faaliyet alanına giren konularda diğer bakanlıklarla işbirliği ve koordinasyonu sağlamakla görevli[33] ve Cumhurbaşkanı’na karşı sorumludurlar. Tarım ve Orman Bakanlığı, hayati önem arz eden en önemli bakanlıklardan biridir.

Gıdanın vazgeçilmezliği, gıdanın insanları ve ulusları kontrol etmede ve denetim altına almada kullanılmasına yol açmaktadır. Gıda güçtür! Onu davranışları değiştirmek için kullanırız. Yiyeceği kontrol edersen insanları kontrol edersin diyen ABD  bakanları, gıdanın hayati önemini ortaya koymuştur. Bu nedenle Türkiye’nin gıda güvenliği açısından tarımsal üretimde kendine yeterliği, en az ülke güvenliği kadar önemlidir.[34]

Amerika Birleşik Devletleri Dışişleri Bakanı Kissinger’a göre, “Tarım, Tarım Bakanlığı’nın ellerine bırakılmayacak ölçüde önemliydi. Avrupa’da 2006-2013 yıllar arasında ortalama haftada bir genetiği değiştirilmiş pirinç yakalanıyordu. Bu ürünler, ABD ve  Çin kaynaklıydı.[35] Genetiği değiştirilmiş gıda maddeleri insan nesli için tehdit oluşturmaktadır.

 İbrahim Saraçoğlu, Anadolu’muzun en zengin bitki örtüsü ve tohumlarının yok olduğunu,yakın gelecekte işlerin tersine döneceğini Anadolu’nun bir kilo doğal tohumunun, üç dört kilo altından daha pahalı olacağını, kurtuluşumuzun  bu tohumları hızla çoğaltmamıza bağlı[36] olduğunu söylemektedir. Bu sebeple gıda tarım  ve hayvancılık alanında  bütün kamu kuruluşları, uyum ve koordinasyon içerisinde görev yapmak zorundadırlar.

Türkiye’de tarım ve hayvancılık, aynı su ve kanalizasyon gibi her bireyi ilgilendiren mahalli bir hizmet niteliğindedir. Bu hizmetin ulusal ve uluslararası alanda planlanması çok büyük önem arz etmektedir. Ulusal ve uluslararası ölçekte planlamanın Tarım ve Orman Bakanlığı tarafından yapılması zaruridir. Mahalli nitelikteki hizmetlerin illerde özellikle büyükşehir belediyeleri sınırları dâhilinde tarım ve hayvancılık il ve ilçe müdürlüklerinin teşkilat, yetki ve görevleriyle birlikte büyükşehir belediyelerine devri suretiyle büyükşehir belediyeleri tarafından yapılması ve yaptırılması verimliliği artıracaktır.

 Mahalli idarelerin güçlü dinamik yapısı merkezi yönetimin hantal mahalli teşkilatlarını canlandıracaktır. Yerel yönetimler halkla bütünleşerek çok güçlü bir örgütsel yapı oluşturacaklardır.    Bu teşkilatlanma yapısı, 2560 sayılı İSKİ Kanununda olduğu gibi her büyükşehirde kurulacak o ilin adını taşıyan Tarım ve Hayvancılık İdaresi Genel Müdürlükleri şeklinde olacaktır.

Günümüzde merkezi yönetimin taşra teşkilatları, Merkezi yönetim, teşvik eden, izleme ve denetleme vasıflarını kullanan ama devletin tarihsel ve geleneksel görevlerini merkezde bırakmak suretiyle yerel yönetimleri tam anlamıyla halkla beraber kucaklaştırmanın yollarını araması gerekir.

Türkiye’de yeni kamu yönetimi çerçevesinde merkezden yönetim ve yerinden yönetim arasındaki denetim ilişkisini inceleyen Dr. Alptekin’in de tespitlerinde olduğu gibi; yerel yönetimlerin bünyesinde yer alan ancak ayrı tüzel kişiliğe sahip bulunan bağlı kuruluşlar, Sayıştay tarafından denetlenmesine ilişkin mevzuatta bir hüküm bulunmamaktaydı. Dolayısıyla, bu kuruluşlar denetlenememekteydi ve bu durum pek çok yolsuzluk ve usulsüzlüğün yapılabilmesine imkân doğurmaktaydı[37] şeklinde ifade edilmiştir.

Sayıştay denetimi ve Kamu İhale Kurumunun kurulması ile birlikte ülkemizde mahalli idarelerin yönetim anlayışında kapsamlı değişiklik olmuştur. Özellikle 2560 sayılı Kanuna tabi su ve kanalizasyon idaresi genel müdürlükleri büyükşehirlerin en ücra noktalarına kadar hizmet götürmüşlerdir. Buna mukabil, Bakanlık ve  Devlet Su İşleri Genel Müdürlüğü tarafından Türkiye çapında planlamalar yapılmakta hizmet verilmektedir.

Su konusunda otorite olan DSİ ile büyükşehirlerde kurulan su ve kanalizasyon idareleri arasındaki yetki ve görev ilişkisi, verilen hizmetler, Türkiye için başka alanlarda da örnek alınabilecek bir modeldir. Tarım ve Orman Bakanlığı bünyesinde Su Yönetimi Genel Müdürlüğü de bulunmaktadır. Su Yönetimi Genel Müdürlüğü, ülke çapında stratejiler belirlemektedir.[38]Ayrıca Büyükşehirlerde kurulan su ve kanalizasyon idarelerini ve DSİ Genel Müdürlüğü’ nü Türkiye çapında yönlendirmektedir.

 Mevzuat değişikliği ile getirilecek yeni modelde Ankara, Brüksel’in rolünü, büyükşehir belediyeleri ise Avrupa Birliği üye ülkelerinin rolünü oynayacaktır. Büyükşehir belediyelerinin bağlı kuruluşu olarak kurulacak olan gıda tarım ve hayvancılık genel müdürlükleri de İSKİ modeli ile hizmet verecektir.  Bakanlık,  Devlet Su İşleri Genel Müdürlüğü gibi merkezi ve bölgesel nitelikte hizmet veren kuruluşlar ile bakanlık merkez teşkilatı içerisinde yer alacak Su Yönetimi Genel Müdürlüğü benzeri merkezi kurumlar vasıtasıyla gıda tarım ve hayvancılık alanında hizmetleri planlayacak, denetim altında tutacaktır.

7. Kocaeli Büyükşehir Belediyesi’nin Bağlı Genel Müdürlüğü Olan Su ve Kanalizasyon İdaresi Genel Müdürlüğü’nün başarısı, gıda tarım ve hayvancılıkta emsal alınabilir mi?

            Bugün Kocaeli’nin en ücra köyünde bir evde suyu akmayan vatandaş anında Büyükşehir Belediye Başkanı’na ulaşabiliyor. Ama aynı vatandaş daha önce belediye başkanı gibi güçlü muhatap bulamamıştır. Köylere hizmet götüren Köy Hizmetleri Genel Müdürlüğü, 2005 yılında 5286 Sayılı Kanun’la kaldırıldı. Büyükşehir belediye sınırları dâhilinde görevleri büyükşehir belediyelerine diğer illerde İl Özel İdarelerine devredildi.

            Kocaeli Büyükşehir Belediyesi’nin bağlı kuruluşu olan “İSU” İzmit Su ve Kanalizasyon İdaresi Genel Müdürlüğü, verdiği hizmetlerle Avrupa’nın en gelişmiş vilayetlerinin su ve kanalizasyon idarelerinden daha iyi teknolojileri kullanan modern alt yapı tesisleri inşa eden güçlü bir kuruluş olmuştur.

            Gıda tarım ve hayvancılık hizmetleri konusunda illerde asıl yetki bakanlığa bağlı il ve ilçe müdürlüklerine ait olmasına rağmen Kocaeli Büyükşehir Belediyesi yıllık, yirmi kata yakın yatırım yapmıştır. Bu yatırımlar sebebiyle 2010 -2018 yılları arasında ciddi büyüme kaydedilmiştir.  Şöyle ki;

 

2010 YILI

2018 YILI

MANDA

671

3200

BÜYÜKBAŞ

63.800

132.200

KÜÇÜKBAŞ

62.000

120.000

SERA SAYISI

2.086

7.000

İl Tarım Müdürlüğü tarafından 1000 çiftçiye 800 ton yem bitkisi tohumu desteklemesi yapılırken büyükşehir belediyesince 5000 çiftçiye 4000 ton yem bitkisi tohumu desteklemesi yapılmıştır.

            Türkiye’de ekilebilir alanlar azalırken Kocaeli’ndeki tarım arazilerinde artış var. Bu artışın sebebi büyükşehir belediyesinin çalışmalarıdır.              

 

2010 YILI

2018 YILI

TARIM ARAZİSİ

480.000 dekar

800.000 dekar

SEBZE&MEYVE ARAZİSİ

320.000 dekar

500.000 dekar

Kısa süre içerisinde, 2 adet yeni sulama göleti ve 62 kilometre sulama kanalı inşa edilmiştir. Sulanabilir tarım arazisi %30 oranında arttırılmıştır.  Arazi toplulaştırmaları imar planlarına entegre olarak, yürütülmektedir. Kocaeli Büyükşehir Belediyesi makine tesisat desteği vermektedir. İmar Uygulama Yönetmeliğinde yapılan değişiklikler ile büyük çiftliklerin kurulmasının önü açılmıştır.

Türkiye’de coğrafi sınırları en büyük ilimiz olan Konya’da uzun süre Büyükşehir Belediye Başkanlığı yapan Tahir Akyürek’in [39]  ifade ettiği gibi gıda tarım, hayvancılık hatta ormanla ilgili görev ve yetkilerin mahalli idarelere devri hususunda zaman geldi ve geçmektedir.

SONUÇ

Gıda, tarım ve hayvancılık alanında bütün problemler, yetkili makamlar üniversiteler ve konunun uzmanları tarafından tespit edilmiş çözüm için teklifler getirilmiş ancak bugüne kadar amaçlananhedefe ulaşılamamıştır. Merkezi yönetim ,  problemleri hep aynı yöntemle aynı araçlar kullanarakyerel dinamiklerden yardım almadan çözmeye çalışmıştır.  Türkiye’nin idari alanda yükselen değeri mahalli idareler, bütün paydaşları bir araya getirecek halkın güvenini kazanmış kurumlardır.T.C. Tarım ve Orman Bakanlığı   tarafından belirlenen politika ve stratejilerin en iyi uygulayıcısı mahalli idareler olacaktır. Gıda ,tarım ve hayvancılık alanında İSKİ, EGO veya İETT   modeli, Türkiye gerçeğine uygun bir modeldir.

            Türkiye’de T.C. Tarım ve Orman Bakanlığı bünyesindeki yerel yönetimleri ilgilendiren gıda tarım ve hayvancılığa ilişkin bazı görevlerin yerel yönetimlere İSKİ modeli çerçevesinde devri ülkemizde çığır açılmasına sebep olacaktır. Bu hususta yapılması gerekenler:

a)   Bakanlık nezdinde yapılacak işlemler

Bakanlık, bakanlık hizmetlerini mevzuata, hükümetin genel siyasetine, milli güvenlik siyasetine, kalkınma planlarına ve yıllık programlara uygun olarak yürütmekle ve bakanlığın faaliyet alanına giren konularda diğer bakanlıklarla işbirliği ve koordinasyonu sağlamakla görevli ve yetkili olacaktır. Bu görevleri merkezde bakanlık, taşrada bölge müdürlükleri vasıtasıyla yapacaktır. Müstakil bağlı genel müdürlüklerin bir kısmı bakanlık tüzel kişiliği bünyesinde yetkili ve görevli olacaktır. Diğer kamu tüzel kişiliğine haiz müstakil genel müdürlükler, Devlet Su İşleri Genel Müdürlüğü gibi bölge müdürlükleri şeklinde görev yapacaklardır.

Büyükşehirlerde kurulacak tarım ve hayvancılık idarelerinin, genel müdür ve yönetim kurulu üyelerinin atamaları büyükşehir belediye başkanı tarafından teklif edilecek, Tarım ve Orman Bakanı tarafından onaylanacaktır.

Bakanlık, belediyeler tarafından verilecek olan hizmetlerinin denetimi için merkezde ve bölgelerde denetim teşkilatları kuracaktır.

Çiftçi ve üreticilere yapılan ödemeler ve teşvikler belediyelerle birlikte tespit edilerek yapılacaktır.

Bakanlık ve büyükşehir belediyeleri ihracatın geliştirilmesi amacıyla ortak teşkilatlar kurabilirler.

Bazı illerin gıda tarım hayvancılık hizmetleri kanunla, komşu il büyükşehir belediyeleri gıda tarım hayvancılık hizmet alanına alınabilir. Kırklareli’nin tarım ve hayvancılık hizmetleri, İstanbul Büyükşehir Belediyesi hizmet alanına alınarak  genişletilebilir.

b) Büyükşehir belediyelerinin bağlı kuruluşunun yapacağı işler

Belediye Kanunu’na hâkim olan,   genel yetki, yerindelik ilkesinin  gereği olarak, T.C.  Tarım ve Orman Bakanlığı’nın bünyesinde bulunan hizmet birimlerinin[40] bağlı kuruluş ve ilgili kuruluşlarının bir kısım yetki ve görevleri ile il ve ilçelerdeki taşra birimlerine ait yetki ve görevler çalışan personelleri araç ve gereçleri ile birlikte  büyükşehir belediyesinin, kamu tüzel kişiliğe haiz bağlı kuruluş olarak kurulacak, gıda tarım ve hayvancılık genel müdürlüklerine devredilecektir. İstanbul ve Kocaeli gibi büyükşehir altyapısı ve teşkilatlanmasını tamamlayan illerden başlayarak kademeli olarak gıda, tarım ve hayvancılık genel müdürlüklerinin kurulması faydalı olacaktır

Büyükşehir belediyelerinin uhdesinde bulunan toptancı halleri, balık halleri, mezbahalar, veteriner müdürlükleri ve hayvan barınakları devredilecektir.Gıda bankacılığı, bu genel müdürlükler tarafından yapılacaktır.

İlçe belediyeleri, meyve sebze pazarlarını devredecektir.

c) Gıda tarım hayvancılık genel müdürlüklerinin diğer görevleri:

Gıda, tarım ve hayvancılık hizmetleri alanında,  belediye, özel sektör, kamu ve kooperatif ortaklıkları vasıtasıyla işletmeler, tanzim satış merkezleri kurmak ve işletmek işlettirmek,büyükşehir belediyeleri sınırları dâhilinde kurulacak olan tarımsal amaçlı ihtisas bölge sanayileri, gıda, tarım, hayvancılık ve balık ürünleri, gıda organize sanayi bölgeleri, gıda ve tarım fuarları ve hayvan panayırları, tarım makineleri sanayi siteleri veya tarım makineleri organize sanayi siteleri bu genel müdürlükler tarafından kurulacak veya kurdurulacaktır.

Gıda tarım ve hayvancılık hizmetlerinin yapılması amacıyla, tarım topraklarını bölünmesini önleyici tedbirler almak, arazi toplulaştırmaları yapmak, gıda, tarım ve hayvancılık alanında tarımsal işletmeler, kooperatifler, ahilik teşkilatlarının kurulması veya kurdurulması, tarımsal amaçlı sulama faaliyetleri ve tarımsal amaçlı göletlerin işletmesi ve işlettirilmesi, bu genel müdürlüklerin görevi olacaktır.

Köylerde ortak ahırlar kurmak, işletmek ve işlettirmek, soğuk hava depoları kurmak işletmek ve işlettirmek, kırsal kesimde nüfusun bulunduğu alanlarda kalkınma sağlayacak politikalar geliştirilecektir.

Yabani av hayvanları ile yabani hayvan hayatının geliştirilmesi bu genel müdürlüklerin görevi olacaktır.

Gıda, tarım, hayvancılık ve balıkçılık, arıcılık faaliyetlerinin desteklenmesi amacıyla mesleki eğitim verilmesi aynı amaçla Üniversitelerle işbirliği yapılması, ARGE çalışmaları bu genel müdürlüklerin görevi olacaktır.

Ata tohumları ve hayvancılık alanında yerli ırklar tescile alınarak çoğaltılacaktır.

Kardeş şehirler uygulaması yanında tarım ve hayvancılığı geliştirmek amacıyla ülke içinde ve ülke dışında kardeş köy ilişkisi kurulacaktır.

Gıda, tarım ve hayvancılık hizmet alanı içerisinde yer alan kooperatifler, sanayi kuruluşları, tarım işletmeleri, meslek kuruluşları üretici temsilcileri, tarım meslek liseleri, gıda tarım ve hayvancılık eğitimi veren yüksekokul ve üniversite temsilcileri, Belediye bünyesinde kurulacak olan gıda tarım ve hayvancılık hizmetleri meclisi, bünyesinde faaliyet göstereceklerdir. 

Gıda, tarım ve hayvancılık hizmetlerinin yerel yönetimlere devri ile birlikte hizmetler, gereksinimlere uygun yürütülerek, bütün mahalli imkânlar yerel dinamikler, Büyükşehir Belediyesi çatısı altında, bugünkünden daha başarılı ve verimli olarak,  demokratik ilkelere uygun olarak yönetilecektir.

 

  1. Bakanlık Taşra Teşkilatında bulunan il ve ilçe örgütleri  gıda, tarım ve hayvancılık genel müdürlüklerine bağlanacaktır.
  2. Bakanlık, bağlı ve ilgili kuruluşlarının bir kısmı Bakanlık teşkilatı içerisinde yer alan genel müdürlüğe dönüştürülecektir. Bu kurumların taşradaki yetki ve görevleri büyükşehir belediyesi  bağlı genel müdürlüklerine devredilecektir.
  3. Bakanlığa bağlı bölge müdürlükleri kurulacaktır.

 

 

 

 

KISALTMALAR

İSKİ           İstanbul Su ve Kanalizasyon İdaresi

İSU             İzmit Su ve Kanalizasyon İdaresi

EGO            Elektrik  Gaz Otobüs Genel Müdürlüğü

İETT            İstanbul Elektrik

ASKİ           Ankara Su ve Kanalizasyon İdaresi

İZSU           İzmir Su ve Kanalizasyon İdaresi

Bkz             Bakınız   

s.                  sayfa

 AB               Avrupa Birliği

ABD           Amerika Birleşik Devletleri

TUİK           Türkiye İstatistik Kurumu

 DSİ                Devlet Su İşleri

SKADA         Uzaktan Kontrol ve Veri Toplama  Sistemi

KAYNAKÇA

GÜZEL, Merve:Tarımda Kalite Uygulamaları Kapsamında İyi Tarım Uygulamalarının (GAP) Yeri ve Bir örnek Uygulama,  , Dokuz Eylül Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, İzmir 2012

ÇETİNER, Selim:Aylık Tarım ve Kültür Dergisi Makale 9852,Hollanda’nın Tarımsal Üretimi nasıl fazla veriyor, Sabancı Üniversitesi Mühendislik ve Doğa Bilimleri Fakültesiİstanbul 2018

DOĞAN, Zeki/ ARSLAN AYBERK, Seçkin/ BERKMAN, Nuri  :Türkiye’de Tarım Sektörünün İktisadi Gelişimi ve Sorunları:Tarihsel Bakış , Niğde  Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Dergisi,  Niğde  2015 

EREN, Fikret/ BAŞPINAR, Veysel :Toprak Hukuku,5. Bası,  Ankara 2017

SARAÇ,  İbrahim: Tıbbi Bitkiler ve Bitkisel Sağlık Rehberi

İNALCIK,Halil:Devlet-i Aliyye Osmanlı İmparatorluğu Üzerine Araştırmalar-ı,1.Bası, İstanbul   2009

ALTAY, Feyzullah:Konya Ticaret Odası, Ahilik ve Lonca Düzenlerinde din-ekonomi ilişkisi, www kto.org.tr Konya Ocak. 2016

KÖROĞLU, Semiha :Avrupa Birliği’nde ve Türkiye’de Tarımsal Örgütlenme T.C. Tarım ve Köy İşleri Bakanlığı, Dış İlişkiler ve Avrupa Topluluğu  Koordinasyon Daire Başkanlığı ,Ankara 2003

ATALAY, İbrahim Orkun:Avrupa Birliği Ortak Tarım Politikası,KHD.S.2sh.58 vd.; Arslan Olcay, Ceran S; Avrupa Birliği/ Ortak Tarım Politikasını Geleceği, Ankara 2015

ERAKTAN, Gülcan:“AB--Türkiye Üretici Örgütlülüğü ve Değişim, Ziraat Mühendisleri Odası AB Genişleme Sürecinde Türkiye Semineri- Tarımsal ve Kırsal Politikalar-, 2003 Ankara

ERDOĞAN,Oğuz: Üretici Birlikleri, A,Ü, ATAUM Ortak Tarım Politikası Uzmanlık Ödevi (yayınlanmamış) Ankara 2000

YALÇIN, Soner: Saklı Seçilmişler,1. Bası,İstanbul  2017

SAYIN ,Betül / SAYIN, Cengiz:Türkiye V1 Tarım Ekonomisi Kongresi  Türkiye’ de Tarımsal Üretici Örgütlenmesi, Avrupa Birliği’ne Uyum Hazırlıkları ve Tarımsal Üretici Birlikleri Kanunu  Tokat 2013

ÇIKIN, Ayhan:Türkiye Tarımı için Bazı Saptamalar, Fethiye Dergisi, (ekim 2002)

TAN, Sibel/ KARAÖNDER, İlker :ÇOMÜ Ziraat Fakültesi Dergisi 2013 Türkiye’de Tarımsal Örgütlenme politikalarının ve Mevzuatının İrdelenmesi: Tarımsal amaçlı kooperatifler örneği  2013

CEYHAN, İsmail Coşkun: Çiftçi Örgütlerinde Yayım Eğitimi. Tarım ve Köy Dergisi 137: 28-31. Ankara 2001

TÜRKOĞLU, Süleyman/ ALTAN, Yakup: Türk Tarım Sektöründe Kamu- Özel Ortaklığı uygulaması, Süleyman Demirel Üniversitesi, İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi, Siyaset Bilimi ve Kamu Yönetimi Bölümü, suleymantuluceoglu@sdu.edu.tr

ERAKTAN, Gülcan: “AB’de Üretici Örgütleri ve Çiftçi Birlikleri” A. Ü. ATAUM Ders Notları( Yayımlanmamış) Ankara

AKYILMAZ ,Bahtiyar/ SEZGİNER, Murat/ KAYA, Cemil :Türk İdare Hukuku, 1. Bası,  Ankara 2009 

ALBAYRAK, Hakan: AB Tarım Politikaları Açısından Türk Tarımında Katılımcı Bir Model Önerisi TigemÖrneği,Hiperlink Yayınları. Aralık 2017,

KARANFİLOĞLU A. Yasinaran:Yerel Yönetimlerin Denetimi-Araştırma /İnceleme / Çeviri Dizisi, Sayıştay Yayınları, Ankara, 2000

AKTALAY, Alptekin: Türkiye de Yeni Kamu Yönetimi Çerçevesinde Merkezden Yönetim ve Yerinden Yönetim ve Yerinden Yönetim Arasındaki Denetim İlişkisi, İstanbul    2011

ALBAYRAK, Hakan:  6360 Sayılı Kanunun Getirdiği Yeni Büyükşehir Modeli ve Uygulama Sonuçları Ankara 2016

kocaeli.tarımorman.gov.tr  Kocaeli İl Tarım ve Orman Müdürlüğü faaliyet raporu  2017 Yılı Genel Bütçe yatırımları,

Sosyal Ekonomi https//sosyalekonomi,org/Hollanda –tarım-kooperatifleri-neden başarılı//

 

 

 



[1] Merve Güzel,; Tarımda Kalite Uygulamaları Kapsamında İyi Tarım Uygulamalarının (GAP) Yeri ve bir örnek Uygulama Dokuz Eylül Üniversitesi Toplam          Kalite Yönetimi Ana Bilim Dalı Kalite Yönetimi  Programı Yüksek Lisans Tezi İzmir 2012   s.. 2

[2] Fikret Eren ,Veysel Başpınar Toprak Hukuku  5.Bası,   Ankara 2017.s.14

[3] Selim Çetine  Hollanda’nın Tarımsal Üretimi nasıl fazla veriyor. Tarlasera Aylık Tarım ve Kültür Dergisi . İstanbul 2018  , s. 2,3

[4] Ramazan Kurtoğlu, Biyo-Politik Savaşlar,1. Bası, İstanbul 2018,  s. 36. 

[5] Bkz.Türkiye’de Büyükbaş Hayvan Yetiştiriciliği www.zmo.org.tr

[6] Bkz. Belediye kanunu 14. maddesi “Belediye hizmetleri, vatandaşlara en yakın yerlerde ve en uygun yöntemlerle sunulur”  

[7] Ruşen Keleş, s21 vd. (S. N.Eisend ve A  Shachar,SocietyCulture, andUrbanization,Sage, 1987(21-22) 

[8] Bkz..Kocaeli tarımorman.gov.tr  Kocaeli İl Tarım ve Orman Müdürlüğü faaliyet raporu  2017 Yılı Genel Bütçe Yatırımları     

[9]  Bkz. kocaeli.tarımorman.gov.tr  Kocaeli İl Tarım ve Orman Müdürlüğü faaliyet raporu  İl Müdürlüğü 2017 Yılı Bütçesi ve Harcamaları Tablosu

10  Ahmet Erkuş , Türkiye’de Tarımsal Yapının Dünü ve Bugünü ,Atatürk’ün Doğumunun 100. Yılında  Tarım Semineri, Atatürk ve Tarım Haftası 1981. sh.320. 

11 EREN /  BAŞPINAR,  Toprak Hukuku,  5. Bası , Ankara 2017  s. 19

[12] EREN /  BAŞPINAR,  Toprak Hukuku,  5. Bası , Ankara 2017  s. 19

[13] RamazanKurtoğlu ,  Türkiye Ekonomisi (1838-2010) Mali Bağımsızlık, Büyüme,Krizler ve Siyasi Sonuçları, 1. Bası , İstanbul 2017   s.55.

 

[14] Halil İnalcık,   Devlet-i Aliyye Osmanlı İmparatorluğu Üzerine Araştırmalar-ı ,29.Bası, İstanbul  2009,  s.  245.

[15] Feyzullah  Altay,Konya Ticaret Odası , Ahilik ve Lonca Düzenlerinde din-ekonomi ilişkisi , Konya 2016  s.  4.

[16]Vecdi Akyüz, / Seyfettin Ünlü  İslam Geleneğinden Günümüze  Şehir ve Yerel Yönetimler, 1.Bası, İstanbul 1996,  s. 382  Bkz.. “ Şehrin, çevrelerinde şehrin beslenmesini sağlayan kıymetli tarım alanları ,bostanlar,bağlar ve zeytin meraları, hayvancılık alanları tesis edilmesi, ok meydanı ve bayram yerleri pek çok defa şehre özellik katan , şehrin çeşitli bölümlerini birbirinden ayıran  dere boyları, mesire yerleri Osmanlı şehirlerinin ayrılmaz parçalarını oluştururlar”

[17]Semiha Köroğlu,Avrupa Birliğinde ve Türkiye de Tarımsal Örgütlenme ,   Ankara 2003,s. 2.

[18]  Arslan Olcay, Ceran S,; Avrupa Birliği/ Ortak Tarım Politikasını Geleceği, Ankara 2015

[19],GülcanEraktan, 2004 .ab-Türkiye Üretici Örgütlülüğü ve Değişim ( http// wwwzmo org etkinlikler/ abgst03/11 pdf

[20] Erdoğan Oğuz,  Üretici Birlikleri, A,Ü, ATAUM Ortak Tarım Politikası Uzmanlık Ödevi ( yayınlanmamış) Ankara 2000 s.  1.

[21]Soner Yalçın,  Saklı Seçilmişler, 1. Bası,  İstanbul  2017,  s. 365.

[22] Oğuz, s. 1.

[23]  Bkz.Sosyal Ekonomi  https// sosyaekonomi,org/Hollanda –tarım-kooperatifleri-neden başarılı//

[24] BetülSayın , Cengiz Sayın  Türkiye V1 Tarım Ekonomisi Kongresi 16-18 Eylül 2003 Tokat Türkiye’ de Tarımsal Üretici Örgütlenmesi, Avrupa Birliği’ne Uyum Hazırlıkları ve Tarımsal Üretici Birlikleri Kanunu , s. 467.

[25]KÖROĞLU,  s.. 2.

[26] Merve Güzel,  Tarımda Kalite Uygulamaları Kapsamında İyi Tarım Uygulamalarının (GAP) Yeri ve bir örnek Uygulama s. 43.

[27]Ayhan Çıkın,  Türkiye Tarımı için Bazı Saptamalar, Fethiye Dergisi, (Ekim 2002)

[28]SibelTan , İlker  Kara Önder  Türkiye’de Tarımsal Örgütlenme politikalarının ve Mevzuatının İrdelenmesi: Tarımsal amaçlı kooperatifler örneği , ÇOMÜ Ziraat Fakültesi Dergisi 2013,  s. 93.

[29]Ceylan. İ.C.2001. Çiftçi Örgütlerinde Yayım Eğitimi. Tarım ve Köy Dergisi 137: 28-31. Ankara

[30] Bkz. 18.04.2006 tarihinde çıkarılan 5488 sayılı Tarım Kanunu’nun 8. Maddesi ve 17 Ocak 2007 tarih ve 26406 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan , Gıda,Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı’na Bağlı Araştırma Kuruluşları İle Ortaklaşa Olarak Araştırma  ve Geliştirme Projeleri Yürütecekler Arasında Uygulanacak Usul ve Esaslara İlişkin Tebliğ

[31]Gülcan Eraktan “AB’de Üretici Örgütleri ve Çiftçi Birlikleri”, op.cit.  

[32] ÖMÜRGÖNÜLŞEN  / SADİOĞLU; Bkz. “ Merkez-yerel ilişkileri, merkezin tutuculuğu yani işte bu her reformda tartışılan konulardan bir tanesidir. Çevre Bakanlığının reformlar karşısında tutumunu ortaya koymak amacıyla planlama ile ilgili yetki verdik, yereldeydi ama Çevre Bakanlarımız bir istisna hepsi  şurasından dolaşıp ,burasından dolaşıp aşağıdan neredeyse büyük Türkiye Belediyesi kurmaya dönecek kadar bu yetkileri tekrar merkeze devşirmenin ve taşımanın garabeti içindeler”  “ asıl sorunun yasal düzenlemelere rağmen Bakanların yetkileri devretmemeye yanaşmamaları, hatta Çevre Bakanlarının birisi hariç yetkiyi devretmedikleri gibi  işi büyük Türkiye Belediyesi kurmaya döndürecek kadar yetkileri tekrar merkeze devşirmenin ve taşımanın garabet içerisinde olduklarını ifade etmiştir.”     s. 113.

[33] BahtiyarAkyılmaz , Murat Sezginer, Cemil Kaya ,Türk İdare Hukuku 1. Bası Ankara 2009, s. 249.

[34] Hakan Albayrak,  AB Tarım Politikaları Açısından Türk Tarımında Katılımcı Bir Model Önerisi Tigem Örneği 1. Bası      2017 Bkz.  “ Gıda güçtür !Onu davranşları değiştirmek için kullanırız “ diyen eski ABD Tarım Bakanlığı Müsteşarı CatherineBertini ve “Petrolü kontrol edersen ulusları kontrol edersin, yiyeceği kontrol edersen insanları kontrol edersin “ diyen ABD Dışişleri Bakanı Henry Kissinger tamda bu noktaya temes etmiştir. s. 445.

[35]YALÇIN,   s. 73. Bkz Avrupa’da  2006-2013 yılları arasında ,344 adet yasadışı genetiği değiştirilmişpirinç vakası ortaya çıkarıldı. Bu rakam AB’de ortalama haftada bir genetiği değiştirilmiş pirinç yakalaması anlamına geliyor. Bu ürünlerin 150 tanesi ABD, 169 tanesi ise Çin kaynaklıydı. ABD’den gelen ürünlerde “601” ve “62” Çin’den gelen ürünlerde ise “BT63” kodlu genetiği değiştirilmiş pirince raslandı.”

[36]SARAÇ,   s. 24.  Bkz. “ Gelişmiş ülkeler, Anadolu topraklarının bu sygın ve çok özel tohumlarını kendi ülkelerine götürdüler. Anadolu topraklarının tahılıl sebzesi meyvesi, bakliyatı ve baharat türlerinin birçoğu dünyanın hiçbir yerinde yetişenle mukayese dahi edilemez. Yakında işler tersine dönecek ve Anadolu ‘nun bir kilo doğal tohumu ,üç dört kilo altından daha pahalı olacak. Geleceğe  dönük yatırm yapmak isteyenler şimdiden Anadolu’nun  tohumlarını arayıp çoğaltma yoluna gidebilirler.Tabi eğer bulabilirlerse,… Tohumdaki kurtuluşumuz ve bağımlılığımızın bu tohumları hızla çoğaltmamıza bağlıdır.” s 24.      

[37]KARANFİLOĞLU, A.  Yasin;  Yerel Yönetimlerin  Denetimi-Araştırma /İnceleme / Çeviri Dizisi,Sayıştay Yayınları, Ankara 2000.Bkz. Yerel yönetimlerin bünyesinde yer alan ancak ayrı tüzel kişiliğe sahip  bulunan  bağlı kuruluşların (ASKİ,İSKİ,İZSU,EGO gibi) işlem ve eylemlerinin Sayıştay tarafından denetlenmesine  ilişkin mevzuatta bir hüküm bulunmamaktaydı. .Bunlar aynı zamanda 2886 sayılı Devlet İhale Kanunu ve 1050 sayılı Muhasebe-i Umumiye Kanununa tabi değillerdi. Dolayısıyla, bu kuruluşların hesap ve işlemleri büyükşehir belediyesinin hesap ve işlemlerinden ayrı tutulması kanunlarda Sayıştay’ın hesap ve işlemlerini denetlemelerine ilişkin olarak hüküm bulunmaması nedenlerinden dolayı denetlenememekteydi. ve bu durum pek çok yolsuzluk ve usulsüzlüğün yapılabilmesine imkan doğurmaktaydı.

38 Bkz. Su  kaynaklarının  korunması, iyileştirilmesi ve kullanılmasına ilişkin politikaları belirlemek. Su yönetiminin ulusal ve uluslararası düzeyde koordinasyonunu sağlamaktır.

[39] ÖMÜRGÖNÜLŞEN  / SADİOĞLU,   s. 44. “ Yetkilerin neredeyse tamamının yerele devredilmesini ben şahsen şartlar, konjonktür ne  olursa olsun  savunuyorum. Ama yerel yöneticilerinde belli ölçülere uymasının mecburi olduğunu denetlenmesi gerektiğini de savunuyorum” 

[40]Bkz..Gıda  ve Kontrol Genel Müdürlüğü, Bitkisel Üretim Genel Müdürlüğü, Tarım Reformu Genel Müdürlüğü ,Hayvancılık Genel Müdürlüğü,  Balıkçılık ve Su Ürünleri Genel Müdürlüğü, Tarımsal Araştırmalar ve Dış İlişkiler Genel Müdürlüğü , Çölleşme ve Erezyon Genel Müdürlüğü, Tarım İşletmeleri Genel Müdürlüğü . 

 

Sayfamızı Paylaşın